İstanbul’un eşsiz güzelliklerinden biri olan Galataport İstanbul, Karaköy’ün yeniden doğuşuna öncülük ediyor. Galataport İstanbul Pazarlama Müdürü Mehmet Bali ve Liman Direktörü Tolga Tuncay, Galataport İstanbul’un tarih, kültür ve modern denizcilik anlayışıyla nasıl bir dönüşüm geçirdiğini ve gelecek vizyonunu bizimle paylaştı. İşte denizle İstanbul’u birleştiren bu eşsiz projenin hikayesi.
Röportaj: Aslı SAĞBİLGE
“Karaköy Galataport İstanbul ile Yeniden Hayata Döndü”
Galataport ile birlikte Karaköy ve çevresi adeta bambaşka bir çehreye büründü ve Cannes’dan aldığı ‘’En İyi Yeni Geliştirme Ödülü’’ ile de bu başarısını kanıtladı. Galataport’u biraz anlatır mısınız?
Mehmet Bali: Bu değişimi anlamak için öncelikle Galataport İstanbul projesinin başlangıcına dönmeli ve vizyonumuzu hatırlamalıyız. Galataport’un bulunduğu bölge, Karaköy, bizim için İstanbul’un, hatta dünyanın en güzel noktalarından biri. Tarihi yarımada manzarası, Boğaz’ı, deniz kenarında yürüyüş yapma imkanı ve etrafındaki zengin tarihi yapısıyla çok özel bir yer. Bölgede farklı etnik grupların ve dinlerin bir arada yaşadığı bu kültürel çeşitlilik, Karaköy’ü daha da anlamlı kılıyor.
Biz 2014 yılında proje planlamasına başladığımızda, gümrüklü alan statüsü nedeniyle şehirle bağlantısı kesilmiş bu değerli bölgeyi, tekrardan hayata entegre etmek hedefiyle yola çıktık. Amacımız, bu bölgeyi tekrar şehir yaşamına kazandırırken tarihi dokusunu korumaktı. Proje boyunca mahalle konseptine uygun düşük yapı yükseklikleri, yaya dostu meydanlar ve sokaklar oluşturduk. Galataport’ta gezerken bir mega projeden ziyade bir mahallede yürüyormuş gibi hissediyorsunuz.
Ayrıca, depreme dayanıklı hale getirilen tarihi yapıların korunması ve herkesi kucaklayan bir ortam yaratılması da temel hedeflerimizdendi. Şu ana kadar Galataport, 40 milyon ziyaretçiyi ağırladı ve her yaştan, her dilden insanı bir araya getirdi.
“Terminalin Yer Altına Taşınması: İlham Verici Bir İnovasyon Vizyonu”
Bu yaşam alanını yaratırken terminal binasının yer altına alınması gibi yenilikçi bir adım atıldı. Süreç nasıl ilerledi?
Tolga Tuncay: Karaköy uzun yıllar gümrüklü bir alan olması nedeniyle halka kapalıydı. Bunu değiştirmek için terminali yer altına alma kararı verdik. Bu tasarım, patentli bir çözüm ve dünyada eşi olmayan bir uygulama. Bu sayede rıhtıma kadar erişim sağlanabiliyor ve şehirle denizin bağı yeniden kurulmuş oldu. Terminal alanımız, pandemide de gemi yolcuları tarafından büyük beğeni topladı.
“Kruvaziyer Turizmi Ekonomiye Büyük Katkı Sağlıyor”
Kruvaziyer turizmi hem ekonomi hem de denizcilik sektörü için büyük bir değer taşıyor. Galataport’ta kruvaziyer turizmi şu an ne durumda?
Tolga Tuncay: Kruvaziyer turizmi, global turizmin nispeten küçük bir dalı olsa da hızla büyüyor. Pandemi döneminde en büyük darbeyi alan bu sektör, aynı zamanda en hızlı toparlanan alanlardan biri oldu. 2019’da 30 milyon kişi kruvaziyer seyahatine çıkmıştı. 2023’te ise bu rakam 31,7 milyona ulaştı. 2027 itibariyle 40 milyona ulaşmasını bekliyoruz.
Kruvaziyer yolcularının ekonomiye katkısı da çok önemli. Home port olan bir limana gelen yolcu günlük 400-450 dolar bırakırken, transit yolcular 100 dolar, tayfa ise 70-80 dolar harcama yapıyor. Galataport olarak amacımız, home port oranımızı artırarak ekonomiye daha büyük katkı sağlamak.
2024 sezonu şu ana kadar hareketli geçiyor. MSC Sinfonia gemisi, kış aylarında da tarifeli seferlere devam ediyor. Bu, kış turizmi için de önemli bir adım. Kış turizmi, İstanbul’da Kasım-Mart arasında durağan geçen dönemlerin hareketlenmesini sağladı.
Pandemi Sonrası Yeni Bir Dönem
Pandemi, deniz turizmini de derinden etkiledi. Sizce bu durum sektörde nasıl bir değişime yol açtı?
Mehmet Bali: Pandemi döneminde insanların açık hava alanlarına olan ilgisi arttı. Galataport İstanbul bu açıdan büyük bir avantaj sundu. Ziyaretçilerimiz, güvenli bir ortamda açık havada zaman geçirme şansı buldular. Yeme-içme alanları, sokaklar ve müzeler, bu ihtiyacı karşılamak için ideal alanlar sundu.
“Galataport, Kültür ve Sanatla Şehre Değer Katıyor”
Galataport’un kültür ve sanat etkinliklerine yaklaşımı nedir?
Mehmet Bali: Galataport’u yalnızca bir liman değil, aynı zamanda yaşayan bir alan olarak konumlandırıyoruz. Düzenlediğimiz sergiler, konserler ve diğer kültürel etkinliklerle, burayı ziyaret eden herkese İstanbul’un eşsiz enerjisini hissettirme amacı taşıyoruz. Bu yaklaşım, hem turizme hem de yerel halkın sosyal yaşamına değer katıyor.
“Galataport, İstanbul’un Dünya Sahnesindeki Yüzü Olacak”
Galataport’un kruvaziyer turizmi için gelecekteki hedefleri neler?
Tolga Tuncay: Hedefimiz, Galataport’u Akdeniz’in en önemli kruvaziyer destinasyonlarından biri haline getirmek. Bunun için hem altyapımızı geliştirmeye devam ediyoruz hem de dünya çapındaki kruvaziyer şirketleriyle iş birliklerimizi artırıyoruz. Daha fazla gemi ve yolcu ağırlayarak şehrin turizm gelirine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bunun yanında, Galataport’u bir yaşam merkezi olarak konumlandırmaya yönelik yatırımlarımız da sürecek.
